Bakan Yardımcısı Mumcu'dan Özgür Özel'e medya tepkisi
Ankara masayı mı kuruyor? İsrail’den kritik Türkiye analizi
Sudan'da iç savaşın perde arkası! İsrail etkisi mi?
Terörün arka planındaki işkenceleri anlattılar
Kayıp olarak aranıyorlardı terör devleti katletmiş
Deepseek'in Yapay Zeka Devrimi: Amerikan Borsasına Etkisi ve Yatırımcıların Dikkatini Çekme Nedenleri
Erdoğan açıkladı! Yangın konusunda hiç şüpheye taviz bırakılmayacak
Grand Kartal Otel'de en acı arayış
Oklar yine Batı’ya döndü: Emperyalizmi aklıyor, insanlığı tehdit ediyor
10.09.2024 - 12:23 Son Güncelleme: 10.09.2024 - 12:23
Aydınlık Gazetesi'nde Ece Ataer'in Batı'nın hümanizmini eleştirdiği yazısı büyük tartışma konusu oldu. Ataer, posthümanizmi ve Batı'nın insan hakları anlayışını eleştirerek, gerçek hümanizmin kökenlerini tartışıyor.
19 Ağustos'ta Aydınlık Gazetesi'nde Ece Ataer'in kaleme aldığı "Hayvanları Öldüren Batı Kafası" başlıklı makale, Batı'nın uygarlık anlayışına yönelik önemli bir tartışma başlattı. Ataer, uygarlığın kökenlerini Antik Yunan'a dayandırırken, tarihsel sürecin ve insanlık tarihinin maddi temellerini görmezden geldi. Bu bağlamda, hümanizmin kökenlerini Batı'dan başlatmanın eksikliklerine dikkat çekmek istiyoruz.
HÜMANİZMİN KÖKENLERİ: BATI MI, DOĞU MU?
Ataer, hümanizmin bir felsefe akımı olarak Aydınlanma Çağı ile başladığını belirtti. Ancak, hümanizmi ilk olarak Batı'dan değil, Yunus Emre'lerden ve Hacı Bektaş Veli'lerden öğrendiğimizi vurgulamak gerekir. Kültürümüzü ve özümüzü atalarımızdan alarak bu noktaya geldik. Ataer’in yazısında belirtilen "Özde biz bir insan olmaya geldik" ifadesi, bu kültürel mirası ve insancılığın tarihini yansıtmaktadır.
Ataer, Batı'nın evcilleştirme ve üretim anlayışını eleştirirken, posthümanizmin insanı diğer canlılarla eş gören yaklaşımına karşı çıkıyor. Posthümanizmin, insanı doğadaki diğer varlıklarla eşit görerek insanı değersizleştirdiğini belirtiyor. Ancak, “Posthümanizmin iddia ettiği gibi ezerek, yok ederek, sömürerek değil, üreterek var olduk” diyen Ataer, Batı'nın bu safsatasını reddediyor.
Ataer, hümanizmin burjuva demokratik devrimlerle kazandığını vurguladı. Marx ve Engels'in özel mülkiyetin insan özgürlüğüne ve sevgisine getirdiği sınırları anlattığı makaleye atıfta bulunarak, kapitalizmin ve sınıf mücadelesinin etkilerini ele aldı. Marx ve Engels’in “gerçek hümanizmin, kolektif mülkiyetin geçerli olduğu bir toplumda yaşanabileceğini” belirttiğini ifade etti.
BATI HÜMANİZMİ
Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra tek kutuplu dünya düzeninin hâkimi olan ABD'nin, emperyalist kapitalist sistemini büyüttüğünü ve Asya’ya yöneldiğini belirten Ataer, Batı'nın “insan hakları” ve “demokrasi” masalı arkasında kan ve gözyaşı götürdüğünü ifade ediyor. Batı’nın hümanizmini eleştirirken, ABD'nin Irak işgalinde karabataklara ağladığını belirtiyor ve bu tür “gözyaşlarının” Batı hümanizminin bir parçası olduğunu öne sürüyor.
Ataer, Batı'nın neoliberal kültür bombalarıyla üzerimize “renkli devrimler” ve posthümanizm’i yağdırdığını belirtti. Posthümanizm, insanı doğanın ve hayvanların düşmanı olarak gördüğünü ve cinsiyetsizleştirme, kimliksizleştirme gibi ideolojilerle insanı değersizleştirdiğini vurguluyor.
EMPERYALİZMİN KAZANCI
Ataer, posthümanizmin emperyalizmin aklanma aracı olduğunu belirterek, posthümanizm etkisi altındaki Batı'nın emperyalizminin destekleyici olduğunu ifade ediyor. Ayrıca, Abdülhamit ve Atatürk'ü karşılaştırarak, Abdülhamit’in hayvan dostu olarak anıldığını ancak vatan ve hürriyet mücadelesinin karşısında yer aldığını belirtiyor.
Kaynak: Aydınlık Gazetesi
Yorum Yaz
İLGİLİ KATEGORİ HABERLERİ
Terörün arka planındaki işkenceleri anlattılar
Kategori: Yazılı Medya
Kayıp olarak aranıyorlardı terör devleti katletmiş
Kategori: Yazılı Medya
Erdoğan açıkladı! Yangın konusunda hiç şüpheye taviz bırakılmayacak
Kategori: Yazılı Medya
Savunmada dev anlaşma! İtalyanlar hayran kaldı
Kategori: Yazılı Medya
Grand Kartal Otel'de en acı arayış
Kategori: Yazılı Medya
Batı Şeria'da katliam korkusu
Kategori: Yazılı Medya
Şi ve Putin güçlerini Trump'a karşı birleştirdi
Kategori: Yazılı Medya