Özay Şendir, Milliyet Gazetesi'nde yayımlanan köşe yazısında Türkiye'nin darbe geçmişine değinerek, 36 Osmanlı Padişahı'ndan 12'sinin tahtını darbe sonucu kaybettiği bir coğrafyada yaşadığımızı hatırlattı. Fatih Sultan Mehmet dahil, tüm Osmanlı padişahlarının bir şekilde darbe girişimlerine maruz kaldığını belirten Şendir, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri arasındaki kıyaslamaların yersiz olduğunu vurguladı.

Osmanlı döneminde kullanılan bayrağın Cumhuriyet'le birlikte devam ettiğini ve Türkiye'nin tarihinin bir kısmını sevip diğer kısmını yok saymanın anlamsız olduğunu vurgulayan Şendir, "Mustafa Kemal’in askerleriyiz" diye slogan atan genç teğmenler hakkında çıkan tartışmalara değindi. Türkiye'nin günlerdir bu sloganı atan teğmenleri tartıştığını ve bu tartışmaların gereksiz olduğunu söyledi.

ASKERİ DARBE HAZIRLIKLARI VE GENÇ TEĞMENLERİN SLOGANI

Şendir, Türkiye'deki darbe hazırlıklarının 1943’te İsmet Paşa'ya karşı başladığını ve 1947'de zirveye ulaştığını belirtti. Ardından, 1960 Darbesi ve sonrasında yaşanan diğer darbe girişimlerinden bahseden yazar, Türkiye'nin darbe tarihinin derin köklere dayandığını ifade etti. Genç teğmenlerin mezuniyet törenlerinde "Mustafa Kemal’in askerleriyiz" diye attıkları sloganın bazı kesimler tarafından siyasi bir mesaj olarak algılandığını, ancak bu durumun aslında gençlerin mezuniyet heyecanından kaynaklandığını vurguladı.

Özay Şendir, Canan Kaftancıoğlu'nun CHP İstanbul İl Başkanlığı döneminde "Mustafa Kemal’in askerleriyiz" sözünü fazla militarist bulduğunu hatırlatarak, bu sloganın CHP içinde bile tartışmalı olduğunu belirtti. CHP'nin düzenlediği bir mitingde bu slogan atıldığında, sahneden "Provokasyona gelmeyelim" şeklinde anons yapıldığını dile getiren Şendir, bu sloganın siyasi bir partinin tekelinde olamayacağını ifade etti.

Şendir, Mustafa Kemal Atatürk'ün ordunun siyasete karışmasını istemediğini ve bu konuda Netekim, Nutuk'ta da yer alan ifadeleri hatırlatarak, "ordu mensuplarının siyasetin içerisinde olmaması gerektiğini" vurguladı. Ordunun, genç teğmenlerin sloganlarını siyasi bir mesaj olarak algılamadığı, disiplin çerçevesinde değerlendirdiğini ve bu gençlerin uzun vadede sonuçlarıyla karşılaşabileceğini söyledi.